22 Ağustos 2009 Cumartesi

insani değerlerin herhangi birşeye değmediği günümüzde insanlara güvenemememin neden diğer insanlar için sorun olduğunu çoğu zaman anlamıyorum. 

doğduğum gunden beri sağlam bir aile güvenı elde ettiğimi sanmıyorum öncelıkle, babam devamlı şehir dışında uzun zamanalr geçirir ve annemle beraber ankaradaki evimizde yaşardık. annemde zaten sabah 9dan akşam 4 e kadar öğretmenlık yaptığı ve zaten bolca yorulduğu için yapması gereken temel işlerden dolayı bana harcayacağı zamanı elektirk süpürgesine, merdaneli çamaşır makınesıne harcadığından kucukluğume dair evde hatırladığım evın dip odasında uykum geldiği zaman yattığım üzeridne gri örtülü somya, 2 defterımın yanyana zor sığdığı açılıp kapanır masa ve teelvızyonun kucuk kumandasından ibaretti.

ilk okula gitmeye başladığım zamanlardaysa, 1. sınıfta sınıf öğretmenımın verdiği ödev olan hecelerı ab ac ad af şekilnde babannemın tabırıyle ''çarptırmalı'' okuma alıştırmalarını dğru okuyup okumadığımı gostermesı için annemın yanına gitmiştim. annem o zaman tv karşısında fasülye ayıklıyordu durumu anlattım, annemde tamam oku hadi ben takip ediyorum seni dedı ve ben kafamı eğdım kıtaba okumaya başladım ab ac ad af ag.. epeyde iyi okuyordum ve o kadar mutluydum ki annem yanımdaydı ve sınıftaki diğer çocuklar gibi bende bir nevi ödevımı annemle yapıyordum yardım edıyordu bana, tek başıma oğrenmek zorunda değildim ve bir yanlış yaparsam durup duzeltecektı. evet duzeltecektı biliyordum bunu. bılerek ''ef'' i atladım ''eg'' dedim ki annem fark etsin hemen soyelsın oğlum ''ef'' i atladın ''eg'' i soyledin desin. ama demedi annem. kafamı kaldırdım annem bir yandan tv yi izliyor bir yandan da fasulyelerle uğraşıyor. anne dedım ben ef i atladım eg dedim, tamam oğlum bir daha yapma oyle. dinlemıyordu annem benı. 

ilkokul 3. sınıfta sınıfın en güzel ufak tefek kızı klasmanında göz dolduran bir kıza aşık olmam ve en yakın arkadaş grubumdakı herkese bitişi mozartın türk marşı olan teneffus saatlerınde temız havayı teneffüs etmek yerıne en yakın arkadaşlarıma dun gece o kızı gorduğum ruyayı anlattığım gunlerın sonunda en yakın arkadaşımın yıl sonunda o kızla el ele dolaşması herşeyi dahada beter hale getirdi.. 

lise çağlarıma geldiğimde ise yatılı bir okulda okudum ve okulda yatılı kalan yaklaşık 150 ye yakın insanla aynı şeylerı yeyip aynı muhabbetlerı yaptığımız bir nevi ufak bir komün şekilndeki toplumsal hayatımızda dış dunyada karşılaşacağım kin nefret ızdırap dedikdu aşk ihtiras sadakat sevgi gibi bir çok temel duygu ve davranışın prototipinin yaşanmasıda benı bu komünü izlemeye sevk etti. ve lisede son yıla geldığımde 'insan davranışları uzerıne notlar' şeklinde kapak ismi bile koyduğum çeşitli durumlarda insan psiklojısının verdiği tepkileri yazdığım notlarım ortaya çıkmıştı. ve bu komünal hayattaki güçlünün, zekinin, ağzı iyi laf yapanın ayakta kaldığı, diğerlerini ezdığı hayat duzenını öğrenmem inananın çok fazla zamanımı almadı ve bunu anlamamla kendımı derslere vermem bir oldu çunku geçirmem gereken bir zamanım vardı ve ınsanalrdan uzak anca bu şekilde geçirebilirdim.

şu an arkama dönüp baktığımda bir çırpıda bu kadar fazla örneği tek solukta verebılıyor olmam yirmi kusur yıldır yaşadığım beşeri kalp kırıklıklarımın, hala gördüğüm kabuslarımın gönullu mümessili olan güveni boşa çıkaran insan formundaki canlılara karşı veremediğim ''siktir et'' tepkisinin bu durumun asıl nedeni olduğuna dair sağlam kanıtlarım mevcut.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder